
İnsanların içinde koca bir yalnızlık, tükenmişlikden ziyade artık umudunu yitirmiş gibi yarınlar.
Ne bir yere yetişme çabası içinde gençliğim, ne kaybetme korkusunda.
Yitip giden onca gecenin, bölünen uykuların ağırlığı var omuzlarımda.
Hasbelkader bir yaşam sürdüm yıllarca, ruhum fazla artık 21 gramdan.
Küf kokmuş gençliğim 23’ün ortasında.
Dizlerimin ezilmişliği ve fişlenmiş düşüncelerim ile geldim sana.
Trajik bir dramın içinde yatan gizli vedalardan bahsetmeliyim sana.
Mezarda açan papatyaların ağırlığından ve çiğnenip geçilen haklardan.
Sevgi bir eylemdir Mathilda, ve ben senin en büyük aktivistinim.
Yakamda kırmızı bir mendil, tenimde geçmişimin izleriyle geldim sana.
Kazandıklarım, kaybettiklerimi telafi etmedi asla.
Ben bir ceviz ağacı olamadım Mathilda.
Ne parkım vardı, ne toprağım ne de polis peşimdeydi aslında
Ütopik dünyamın distopyasını anlatıcam sana, biraz rakı içeriz sonrasında.
Küf kokan 23 yaşımdan, 21 gramdan ağır ruhumdan,
Fişlenmiş düşüncelerimden ve topraksızlığımdan affet beni.
Güzel güneşli günlerde görüşürüz, motorları maviliklere sürdüğümüz o mutlu günlerde.
O zamana kadar
Kendine iyi bak Mathilda.